OKULA DÖNÜŞ…

“Kreşler, anaokulları hatta bütün okula başlayacak çocuklar açısından en zor başlangıç bu sene olacak gibi görünüyor,” diyen ABA Program Koordinatörü Aile Danışmanı/Psikolog İsmail Bıyıklı ile otizmli çocuklar için kreşe başlamayı ve okula dönüşü konuştuk.

Önce pandemi, sonra yaz tatili derken aylarca kreşe gitmeyen çocuklar okula dönüşte zorluk yaşayabilir mi?

Çocuklar sadece aylarca kreşe gitmemekle kalmadılar. Parklara gidemediler, yeterince dışarıda vakit geçiremediler ve hep bir mesafe içerisinde yer aldılar. Bu süreç bazı çocuklarda sosyal kazanımlar bakımından gerilemelere yol açtı bazı çocuklarda ise ekran bağımlılığı yaratmaya başladı. Kreşler, anaokulları hatta bütün okula başlayacak çocuklar açısından en zor başlangıç bu sene olacak gibi görünüyor. Okulun ya da kreşin ilk günlerinde çocuklarda bazen yoğun bazen ise hafif düzeyde kaygı problemleri yaşanabiliyor.  Bu sene yine bu kaygı problemlerine elbette rastlayabiliriz. Bunun yanında evde vakit geçirmeye çok alışan çocuklarda bu kaygı daha da uzun sürecek oryantasyon süreçlerine yol açabilir.

 

Küçük yaş çocukların kreşte sosyalleşmesi neden önemli?

İlk 7 yaş zeka gelişimi için çok önemlidir. 7 yaşına kadar zeka gelişimimizin nerdeyse %70’ini tamamlamış oluruz. Bunun içine sosyal zeka da dahildir. Bu yüzden ilk 7 yaşı çok iyi yönetmekten yana olmalıyız. Bu süreci iyi yönetmek içinde iyi bir okul öncesi kuruma ihtiyaç duymanız gerekecektir. Çünkü iyi bir kreş veya okul öncesi kurumunda çocuğunuz kendi yaşıtlarına bakarak taklit ederek öğrenmeye başlayacaktır. Taklit ederek selamlaşmayı, günaydın demeyi, grup içinde hareket etmeyi, iş birliği içinde olmayı, sıra almayı, sıra beklemeyi… Saymakla bitmeyecek bir sürü sosyal beceriyi hem öğretmeninden hem de akranlarından öğrenecektir. Bu sosyalleşmesinin yanında çocuğunuza iyi bir özgüven, iyi bir kas becerisi, iyi bir dil gelişimi ve iyi bir bilişsel gelişim sağlayacaktır.

Okula başlama yaşı geldiğinde ise bu süreci daha önce deneyimlediği için oryantasyona ihtiyaç duymadan daha girişken ve daha sosyal bir çocuk olarak okula başlayacaktır. Bu durum akademik başarısını etkileyecek ve derslerinde daha motivasyonlu bir çocuk olmasını sağlayacaktır.

 

Kreş özel eğitimin yerini tutabilir mi?

Bu soruya az önce yanıtladığım cevap üstünden gideceğim. “Kreşte kendi yaşıtlarını taklit ederek selamlaşmayı, sıra almayı öğrenecek” demiştim. Otizmli çocuklarda bazen taklit becerisi kendi yaş seviyesinde olmayabiliyor.  Bu yüzden özel eğitim ile öncelikle taklit becerisi çalışılması gerekmekte bunun ile birlikte sosyal beceriler, grup becerileri, oyun becerileri çalışılması gerekmektedir. Bazı durumlarda ise oyun becerileri eksik olan çocuklar olabiliyor. Oyuncaklara ilgi duyuyor fakat nasıl oynaması gerektiğini bilmiyor. Bu durum yine sosyalleşmesi konusunda önüne bir engel çıkartıyor. Özel eğitime ihtiyaç duyan bir çocuk söz konusuysa eksik becerileri ölçülmeli ona göre çalışılmalıdır.

Kısacası kreş özel eğitimin yerinin tutamaz. İkisi ayrı çalışmalar yapan kurumlardır. Özel eğitimde birebir eğitim ile kişinin eksik becerilerine yönelik çalışmalar yapılır. Kreşte ise grubun ihtiyaçlarına göre yol alınır.

 

Otizmli bir çocuğun kreşe başlamaya hazır olduğuna nasıl karar veririz?

Buna bir uzmanın karar vermesinden yanayım fakat kafamızda bazı şekiller oluşması için kısa bir cevap verebilirim.  Öncelikle bazı temel özbakım becerilerine sahip olması faydalı olacaktır. Kendine söylenen bazı yönergeleri anlıyor olması, temel iletişim becerilerine ve belli bir uyku düzenine sahip olması gerekmektedir. En önemlisi de bazı grup becerilerine sahip olması gerekmektedir.

 

Çocuğu hazır olmadığı halde kreşe başlatırsak ne gibi zararları olur?

Kreşin bütün kazanımlarını tersine çevirmiş oluruz. Güzel bir özgüven kazanacakken daha içine kapanık bir çocuk olmaya başlayabilir. Kaygı düzeyi yükselebilir, çeşitli uyku ve beslenme problemleri ortaya çıkabilir. Birçok problem davranışlara yol açabilir.

Bunu başka bir örnekle anlatmaya çalışayım. 1. Sınıfı bitiremeyen bir çocuğun 3.sınıfa başladığını gördünüz mü hiç? Başlamış olsa neler olur? İçine kapanır, derse ilgisini kaybeder, okula gitmek istemez, kendini başarısız hisseder, mutsuz olur, strese girer, kaygılanır ve kendini yalnız hisseder. Burada da durum aynı, her sınıf için farklı becerilere sahip olmamız gerekiyor. 3. Sınıfa başlamak için mutlaka okuma ve yazma biliyor olmamız gerektiği gibi. Kreşin de bazı önkoşulları var. O koşullara sahip olmayan bir çocuğu kreşe verdiğimizde; bütün yararları, zarara çevirmekten başka hiçbir şey yapmış olmazsınız.

 

Çocukta ağır davranış problemleri varsa, kreşte bundan kendi başına kurtulabilir mi?

Ağır davranış problemi kelimesi çok genel bir kavram. Problem davranış kalıcı ve kendine zarar verme boyutuna ulaşmış mı? Ne durumlarda gerçekleşiyor? Gün içinde hangi saatlerde, kaç kere tekrar ediyor? Aile problem davranış esnasında nasıl tepki veriyor? Kreşteki öğretmeni problem davranış esnasında nasıl tepki veriyor? Grup içerisindeyken mi gerçekleşiyor, tek olduğu süreçte mi gerçekleşiyor? Bütün bu sorular dışında sorulması gereken bir sürü soru var. Bu soruların cevapları ışığında çocuk uzun süren bir gözlem sürecine alınmalı ve bu gözlem sürecinde problem davranış konusunda uzman bir kişi tarafından veriler toplanmalı ve bunun sonucunda da bir davranış planı oluşturulması gerekiyor. Problem davranışlarda bazen aile de,  kreş de kendi kendine çözüm oluşturamayabilir. Bu süreç küçük detayların incelendiği güzel bir gözlem ve davranış planıyla hafifletilmeye çalışmalıdır. Bunu da sadece bu konuda uzman kişiler gerçekleştirebilir.

 

ABA sisteminde kreşe başlayan çocuğun gelişimi nasıl izleniyor? Neler yapılıyor?

Kreşe başladıktan sonra koordinatörü ve terapisti düzenli aralıklarla okul ziyaretleri gerçekleştiriyorlar ve çeşitli gözlem formları tutuyorlar. Bu sayede eksik olan beceriler yerinde gözlemleniyor ve çeşitli müdahaleler gerçekleştiriliyor.  Eğitim programı eksiklerine göre düzenleniyor. Kreş öğretmeniyle iletişim halinde olunarak gelişimi sürekli takip halinde olunuyor. Aynı zamanda kreş devam ederken ABA seansları da kreşiyle bir takım çalışması yapılarak devam ediyor.

 

Kreş ve özel eğitimin birbirini desteklediği ideal yapı nasıldır?

Çocuğun kreşe başlaması için bazı ön koşullar gereklidir, bu ön koşullar çocukta henüz yoksa ona özel oluşturulmuş bir özel eğitim ile öğretilmelidir. Kreş ve özel eğitimin desteklediği ideal yapı; ikisinin birlikte yürütüldüğü süreçle gerçekleşir. Önkoşulları kazanan çocuk kreşe başlayabilir. Özel eğitimini gerçekleştiren terapisti ve koordinatörü tarafından kreşte gözlem yapılmalı ve becerilerinin genellenip, genellenmediği kontrol edilmelidir. Beceriler genellenmediğinde ön beceriler çalışılmaya devam edilmelidir. Beceriler genellenmeye başladığında ise kreşteki öğretmeni ile bir takım çalışması yapılmalı ve bu çalışmayla çocuğun eksik becerileri en kısa süreçte giderilmelidir. Kreşe başlayan çocuk, özel eğitime ihtiyaç duymaz diye bir durum söz konusu değildir. Kreşle birlikte çocuk gelişim yaşını yakalayana kadar özel eğitime devam edilmelidir. Özel eğitimi sonlandırdıktan sonra çocuk düzenli aralıklarla gözlemlenmelidir.

 

ABA’da çocuğu kreşe hazırlamak için nasıl ön çalışmalar yapılıyor?

ABA’da öncelikle çeşitli gelişimsel testler kullanarak çocuğun eksik becerileri ABA program koordinatörü tarafından belirleniyor. Bir süre eğitim aldıktan sonra oryantasyon süreçlerini tamamlayan öğrencilerden uygun olduğu düşünülen bazı çocuklar öncelikli olarak küçük gruplarla eşleştiriliyorlar. 2’li, 3’lü gruplar gibi. Sıra alma, sıra bekleme, akranıyla sıralı oyun oynama, akranıyla paylaşma, öğretmenine dikkatini verme gibi çeşitli programlarla kreş sürecine adaptasyonu sağlanmaya çalışılıyor. Bu küçük grupların dışında bir de grup saatleri düzenleniyor. Burada daha fazla çocuk ile grup çalışmaları yapılıyor. Çocuğun gelişimsel özelliklerine göre eğer doktoru da uygun görürse ve kreşe hazır olduğu düşünülüyorsa koordinatörü tarafından kreşe yönlendirme yapılabiliyor.

Son olarak bu yıl çocukları ilk defa kreşe başlayacak ailelere önerileriniz olur mu?

Öncelikle bunun zor bir süreç olduğunu ve karşılaştıkları sorunları sadece onların yaşamadığını belirtmek istiyorum. Sizin gibi bu süreç içinde zorlanan bir sürü aile var. Sabırlı yaklaşmalarını öneriyorum. Çocukları onlardan ilk defa ayrılıp, saatlerce onlar olmadan kalacaklar. Bu çok kolay bir durum değil. İlk haftaları kolay atlatmak için küçük önerilerde bulunabilirim:

 

  • Çocuğunuzun kreş hakkındaki sorularına dürüst cevaplar verin
  • Öncesinde öğretmeniyle tanıştırmaya götürebilirsiniz.
  • Öncesinde okula getirip gezdirebilir orada kendi başına oyun oynamasına izin verebilirsiniz.
  • Kreşte kalma süresini kademeli olarak artırabilirsiniz. İlk gün 40 dakika, İkinci gün 2 saat…
  • Yanına en sevdiği eşyasını almasına izin verin.
  • Kreşe çocuğunuzu teslim ederken kararlı olmalı, ayrılış süresini uzatmamalısınız.
  • Alacağınız zamanı SOMUT olarak söylemeli ve o saati kesinlikle geçirmemelisiniz.
  • Kreşe başlayacağı zamanla hayattaki önemli olayları çakışmamalıdır. (Yeni bir kardeşin doğması, emzik bırakma, memeden kesme, tuvalet alışkanlığı gibi)
  • Kreşten aldıktan sonra “Kreşi sevdin mi?, Yarın gidecek misin?” gibi yönlendirici sorular sormayın. Gününün nasıl geçtiğini sorabilirsiniz.
  • Çocuğunu en son alan ebeveyn siz olmayın. En önce alan ebeveyn olmaya çalışın.
  • Ağlama nöbetleri ilk günler olabilir fakat uzun sürüyorsa gelişim dönemleri tekrar araştırılmalı ve anne baba tutumlarına bir göz atılmalıdır.