Otizm genellikle ilk 3 yaşta başlayan ve hayat boyu devam eden, kişinin etrafıyla sözel ve sözel olmayan şekilde uygun ilişki kuramaması şeklinde ifade edebileceğimiz gelişimsel bir bozukluktur. Günümüzde basit testler ile tanısı erken konulabilmektedir. Erken tanı ve uygun rehabilitasyon programı bu vakaların hayata kazandırılmasında büyük rol oynar.
Otizmin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genetik olduğu düşünülmektedir. Erkeklerde kızlara oranla daha sık görülür. Otizm ile birlikte dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, duygu durum bozuklukları ve epilepsi görülebilir. Günümüzde 59 çocuktan 1’inde rastlanan en sık görülen nörogelişimsel bozukluktur.
Amerikan Psikiyatri Birliği’nin yayımladığı kılavuza (DSM-V’e) göre Otizm, “Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk” olarak adlandırılıp, iki alandaki yetersizlikle kendini göstermektedir:
1. Toplumsal İletişim ve Etkileşimde Güçlükler
- İlişki kurma ve sürdürmede zorlanma
- Göz kontağı kuramama
- Duyguları ifade edememe
2. Sınırlı-Yineleyici Davranış Örüntüler (Tekrarlayıcı Davranışlar)
- Basmakalıp ve tekrarlayıcı motor hareketler
- Aynılıkta ısrar, rutine sıkı bağlılık
- Sınırlı ve yoğun ilgi alanı
- Duyusal az veya çok uyarılma
Bir çocuğa otizm tanısı konulması için yukarıdaki iki ana başlık görülmelidir.
Otizmli bir çocukta:
Sosyal etkileşimde yetersizlik ( göz teması kuramama, yaşıtlarıyla ilgilenmeme ve oyun oynamama, normal mimik ve duygusal ifadeleri göstermeme, etkileşim başlatma ve sürdürmede zorluk)
İletişim bozukluğu (konuşamama, aynı kelimenin sürekli tekrarı(ekolali), konuşan çocuklarla iletişim kurmaya çalışmama)
Hayali veya sembolik oyunlar oynamama (hayali oyunlar kurmama, tekrarlayan basit aktiviteler, sürekli aynı rutin hareketleri tekrar etmek, bir nesnenin bir parçasına aşırı takıntılı olmak, duygusal olarak uyarılamama veya aşırı tepki)
Gözlemlenir.
Ayrıca otizmli çocuklar aşağıda sıraladığımız belirtilerin de bazılarını gösterebilirler:
- Göz teması ya yoktur ya da kısıtlıdır.
- Adı ile seslenince tepki vermezler.
- Aşırı hareketli veya hareketsiz olabilirler.
- Çevreleri ile ilgilenmezler.
- Sarılma ve öpme gibi fiziksel temastan hoşlanmazlar.
- Konuşmada gecikme vardır.
- İnsanlarla iletişim yerine cansız varlıklarla ilgilenirler.
- Topluluk içinde yaşıtları ile diyalog kurmazlar, oyunlara katılmazlar, kendilerini izole ederler.
- Konuşmayı öğrenseler bile hep aynı kelimeyi tekrar ederler.
- Konuşmayı iletişim aracı olarak kullanmazlar.
- Uygun olmayan cümleler kurar kalıp gibi konuşurlar.
- Konuşma şekilleri ve ses tonları tekdüzedir.
- İlgisiz şekilde her şeye gülebilir ve kıkırdayabilirler.
- Bir cismin bir parçasına takıntı yapabilirler. ( örneğin sürekli arabanın tekerleği ile oynamak)
- Bazı objelere aşırı bağlanabilirler.
- Düzen takıntıları vardır. Rutinleri bozulduğunda hırçınlaşabilirler.
- Tekrarlayan bir hareketi örneğin el çırpma, zıplama, kendi etrafında dönme, sürekli öne arkaya sallanma, kanat çırpma gibi yaparlar.
- Normal çocuklar gibi hayal kurarak oyun oynamazlar, arabaları dizer sürekli tekerini çevirirler.
- Sürekli aynı oyunları oynarlar.
- Bazıları çok inatçı ve hırçın olabilir.
- Sosyal ortama girdiklerinde aşırı korkup tepki verebilirler.
- Sıklıkla yemek yeme bozukluğu gösterirler.
- Kendilerine ve etrafındaki eşyalara zarar verebilirler.
- Tehlikeye karşı duyarsızdırlar.
- Acıya karşı duyarsızdırlar.
- Yapılan espriyi veya imayı anlamazlar.
- Normal öğrenme metotlarına duyarsızdırlar.
Parin YAKUPYAN – ÖÇED Yönetim Kurulu Başkanı
Nicky Nükte ALTIKULAÇ – ABA Uzmanı
Burcu KAYA – Okul Öncesi Öğretmeni
Özge ÖZGEÇ – Uzman Klinik Psikolog
Merve ŞEN – Çocuk Gelişimi Uzmanı
Sibel ALALMIŞ – ÖÇED Üyesi
Sevgi Fatma KOŞAR – Beden Eğitimi Öğretmeni
Melis YILDIRIM – Çocuk Gelişimi Uzmanı
Özgül DİNÇEL – Okul Öncesi Öğretmeni
Burcu ARABACI – Psikolog
Evrim DUYŞEN AKSU – Zihin Engelliler Öğretmeni
Yasin ÖZ – Zihin Engelliler Öğretmeni
Zahire AKTAŞ – Çocuk Gelişimi Uzmanı
Şebnem YILMAZ – Çocuk Gelişimi Uzmanı
Deniz YAŞAYAN – Psikolog
Ezgi BAŞER ARDAL – Psikolog
Zeynep BAYSAL – Çocuk Gelişimi Uzmanı
Teşekkür ederiz.