OTİZM İLE MÜCADELEM

,

Otizm tanısını 17 yaşında alan Hamza pek yakında yaşadıklarını anlattığı bir kitap yayınlayacak. Kitabı baskı hazırlığında olan Hamza bize otizm yolculuğunu anlattı.

Sevgili Hamza önce seni biraz tanımak isteriz. Kaç yaşındasın?

19 Yaşındayım.

Otizm tanını ne zaman aldın?

17 yaşımda bana atipik otizm ve özel öğrenme güçlüğü tanısı konuldu.

17 yaşına kadar otizmli olduğunu bilmiyor muydun?

Yok. Bizim bilmemizi geçtik öğretmenler bile fark edemedi.

Tanıyı nasıl aldın? Kim seni bir uzmana danışman için yönlendirdi?

Günlerden bir gün babamın yakından tanıdığı değerli bir abimizin pastane dükkanına gitmiştik. Bana matematik dersi çalıştırmak için teklifte bulunmuştu. Kendisi bu konuda başarılı birisiydi. Derse başlamadan önce sohbet ettik. Birkaç soru sordu. Okul nasıl gidiyor dedi. Ben de hep aynı değişen bir şey yok gibi kısa ve geçiştirici cevaplar veriyordum. Matematik sınavıma da iki hafta kalmıştı. Çok güzel bir anlatışı vardı abinin. Onu anlamaman için bir engeli olması lazımdı insanın. O anlatışına rağmen ben zor anlayabiliyordum. Olaylar böyle gelişti. Ama ben iki senede çok şeyler başardım.

Bu olaydan sonra mı uzmana göründün?

Evet.

Tanı koyan doktor ne dedi?

Doktorumuz da bizimle aynı fikirdeydi. Elimizde sihirli bir değneğimizin olmadığını biliyordu. Geç kalınmış bir durum olduğunu ve süreci güzel bir şekilde yönetmek zorunda olduğunuzu söylemişti.  Dikkat eksikliğimi ve panik ataklığımı azaltacak ilaç yazacağını söylemişti.

Tanı konulduktan sonra ne yaptın? Özel eğitime başladın mı?

Tanı konulduktan 1 sene sonra özel eğitime başladım. Lisemin bitmesine zaten az kalmıştı. Elimizden geleni yapmaya çalıştık tabii. Geç kalınmış bir durumdu zaten. Ailecek elimizde bir sihirli değneğimizin olmadığını da biliyorduk. Pes etmedik, yolumuzda doğru bir şekilde emin adımlarla yürüdük.

Çocukken arkadaşlarından farklı olduğunu hissediyor muydun? Ne gibi farklılıkların vardı? Yemek seçer miydin? Tekrarlayan davranışların var mıydı?

Evin içinde şarkı dinlerken Mevlana gibi dönmeyi çok seviyorum. Yemek konusuna da gelecek olursa seciciyimdir Annem sağ olsun her zaman benim sevdiğim yemekleri yapmaya çalışır.

Sosyal medya hesabında seni konfeksiyon atölyesinde görüyoruz. Dikişi ve konfeksiyonu nasıl öğrendin?

Benim ailemin mesleği terzicilik. Son iki senedir. Ek iş olarak da pazarcılık yapıyoruz.

 

Maske dikmeye ne zaman başladın?

Bu sene dikmeye karar verdik. Çorlu Belediyesi’ne yardım da bulunmak istedik.

Okulu bitirdikten sonra neler yaptın? 

Okulu bitirdikten sonra babamın yanında çalıştım. Babamın kendine ait pazar yerlerine baktım. Yeri geldi seyyar satıcılık da yaptım. Sonuçta nereye kadar ailemiz yanımızda olacak.

Belediyedeki stajın nasıl geçti?

Çorlu Belediyesindeki staj günlerim çok güzel geçti. Hepsi anlayışlı ve bilgili insanlardı. Bana bir gün sürpriz yapmışlardı. Doğum günümü kutlamışlardı. O günü asla unutamam. Aşırı mutlu olmuştum. Beni çok severlerdi. Nedeni ise çalışkan ve üretken birisi olduğum için benimle gurur duyarlardı.

Kendi yaşamını yazdığın bir kitap hazırladığını biliyoruz. Yazmaya nasıl başladın?

Karantina günlerinde bu kararı aldım. Evde boş boş oturacağıma zamanımı değerlendireyim dedim. Hayırlısıyla Temmuz ayında satışa çıkıyor. Kitabımın adı da ‘Otizmi Kabullenmek’ olacak. Otizme farkındalık yaratacağına adım kadar eminim.

Yazdıklarını okudum. Çok güzel yazıyorsun. Hiç ödül aldın mı?

Evet aldım. Türk Eğitim-Sen’in Düzenlediği Milli Mücadelenin 100.Yılında Makale yarışmasına katılmıştım. Bu sene de Çorlu Belediyesi’nin düzenlediği öykü yarışmasına katılmıştım. İki yarışmada da dereceye girmeyi başarmıştım.

İleride en büyük hayalin ne?

İlerideki en büyük hayalim… Otizmliler için cafe açmayı çok istiyorum. Kendi işletmemi açmak istiyorum. İlk öncelikle hedefim memurluk.

Röportaj: Rana Zeynep Çömlekçi