SADECE PARA KAZANAN ŞİRKET, FAKİR ŞİRKETTİR

“En büyük yatırım iyiliğe yapılan yatırımdır,” diyen, sporcu kimliği ve çalışmalarıyla örnek bir iş insanı olan Sadettin Saran ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.

Sizi başarılı bir iş insanı, toplumsal olaylara duyarlı kişiliğiniz ve sporcu kimliğiniz ile tanıyoruz. Hayatınızda özellikle sporun çok önemli olduğunu biliyoruz. Spor size neler kattı?

Devlet memuru çocuğu olarak spor bursu ile okudum. Spor bursu olmasa Amerika’da okuyamazdım. Sadece bu değil, profesyonel hayatımda da çok faydasını gördüm. Disiplinli ve kararlı olmamı, takım çalışmasının önemini ve liderlik özelliklerimin gelişmesini de sağladı spor…

Çocukları spora ve sağlıklı yaşama teşvik etmek sizin için neden önemli?

Sporun iyileştirici ve geliştirici gücü olduğuna inanıyorum. Saran Group olarak spordan kazanıp tekrar sporla topluma katkı sağlamayı misyon edindik. Dolayısıyla da tüm sosyal sorumluluk projelerimizi

çocukların eğitimi ve spor alanlarında topluma katkı sağlamak için gerçekleştiriyoruz. Spor sosyal ve güçlü bireyler yetiştirir. Boş beyin şeytanın oyun alanıdır…

Yakın zamanda özel gereksinimli gençler ile Kaş’ta ‘Engelsiz Kulaçlar’ etkinliğinde yüzdünüz. Bu etkinlikten biraz bahseder misiniz?

Özel gereksinimli çocuklarla bir araya gelmek, onlar için faydalı olabilmek beni her zaman mutlu etti. Engelsiz Kulaçlar, yarışımızı bu sene Kaş’ta gerçekleştirdik. Çocuklar ebeveynleri veya antrenörleri ile 2 gece 3 gün kampta kaldılar. 3. gün, belirlenen parkurda bir yüzme yarışı gerçekleştirdik. Yarıştan sonra tüm çocuklara madalya taktık ve gece de çocuklar için hazırlanan mini konserle projemizi tamamladık. Özel gereksinimli gençlerin topluma entegre olmalarını kolaylaştırmak ve topluma kazandırılmalarına destek olmak amacıyla bundan sonra her yıl bu organizasyonu gerçekleştirmek istiyoruz.

Özel gereksinimli bireyler için bir şeyler yapma fikriniz nasıl doğdu?

Aslında sosyal sorumluluk projelerimiz dediğim gibi yıllardır çocukların eğitim ve spor alanlarında topluma katkı sağlayacak şekilde planlanıyor. Katıldığım bir tekerlekli sandalye basketbol maçının ardından sahaya tebrik etmek için indiğimde oyunculardan birinin (tekerlekli sandalyede) boyumu sorması ve verdiğim cevap üzerine ‘ben de iki yıl önce 1.94’düm’ demesi beni çok etkilemişti. O gün bu gün, elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum.

Spora ve engelli bireylere tam destek olmak için 2006 yılında projelerimize başladık 15 yıldır çok güzel işler yaptık, çok güzel gençlerle tanıştık. Fırsat verildiğinde müthiş başarılara imza atan nice özel gereksinimli çocuğumuzu gördük.

Gelecekte de benzer çalışmalarınız olacak mı?

Engelsiz Kulaçlar projemiz devam edecek. Group olarak gerçekleştirdiğimiz birçok sosyal sorumluluk projemiz bulunmakta…

Her yıl bir spor salonu açıyoruz ve Milli Eğitim Bakanlığı’na hibe ediyoruz. Bu yıl 22. spor salonumuzu Fethiye’ye açacağız.

Her 23 Nisan’da Doğu ve Anadolu bölgelerinden, daha önce İstanbul’u hiç görmemiş yüzlerce çocuğu 2 gece 3 gün İstanbul’da ağırlıyoruz.

Bunların yanı sıra gerçekleştirdiğimiz sponsorluklarımız da bulunuyor. Paralimpik milli sporcularımızın başarılarını tüm Türkiye’ye duyurmak için bir mini belgesel serisi hazırladık ve S Sport’ta yayınladık. Bu gibi çalışmaları devam ettireceğiz. Bu çocukların spor aracılığıyla sosyalleşmelerine ve topluma kazandırılmalarına, fırsat eşitliği için elimizden geldiğince destek olmaya devam edeceğiz.

Özel gereksinimli bireyler farklılıkları nedeniyle sosyal hayatın içinde yer almakta sorun yaşıyor. Genel olarak, farklılıklara saygı sizin için ne ifade ediyor?

Özel gereksinimli bireylerin topluma kazandırılmasını çok önemsiyorum. Bunun için toplumun her kesimine görev düşüyor.

Biz yaptırdığımız spor salonlarını özel gereksinimli çocukların da kullanmasının zorunluluğuna dair protokollerimizde madde bulunduruyoruz.

Saran Group olarak tüm sosyal sorumluluk projelerimizle destek olmaya çalışırken, medya markalarımızla da farkındalığı yükseltmek, fırsat eşitliği sunmak için çalışıyoruz.

Group bünyesinde de tüm farklılıklara saygı duyan bir anlayış benimsiyoruz ve bu anlayışa inanan kişilerle bir arada olmayı tercih ediyoruz.

Yakın zamanda “İçindeki Dağı Aş” isimli ilk kitabınız çıktı, emekleriniz ve telif gelirinizi Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışladığınız için yürekten tebrik ederiz. Kitabınızın ismine nasıl karar verdiniz?

Kitapta Kilmanjero Dağına tırmanırken yaşadığım deneyimi anlattığım bir bölüm var. İçindeki Dağı Aş bu bölümün de başlığı. Yayınevi, bu başlığı kitabın adı olarak da kullanmayı önerdi. Kitabın hikayesini, ana fikrini iyi ifade ettiğini düşündük.

Kitabınızda, bugün vardığınız noktaya yoğun bir çalışma ve disiplinle vardığınızı okuyoruz. Mücadeleden yorulanlara ne tavsiye edersiniz?

İnsan tabii ki bazen zorluklar karşısında yorulabilir ama ben hiçbir zaman vazgeçmedim. 1. olan da bir gün yerini 2. olana bırakacak… Her şeyden önce inandım, hedef belirledim. Söyleyeceğim ‘Asla pes etmeyin’. Kimsenin de hayallerinizin önüne geçmesine izin vermeyin.

“Amacınız para kazanmak olmasın, amacınız paylaşmak olsun” diyorsunuz kitabınızda… İyi bir insan olmayı hedeflemek ve başarı arasında nasıl bir ilişki var?

SADECE PARA KAZANAN ŞİRKET, FAKİR ŞİRKETTİR ve en büyük yatırım iyiliğe yapılan yatırımdır.

Her şirket karının bir bölümünü sosyal sorumluluk projelerine ayırmalı. Topluma geri vermek budur…Biz de spordan kazandığımızı spor yoluyla topluma veriyoruz. Yaptırdığımız okulların ve burslarımızın yanı sıra 22 yılda 23 spor salonu açtık. 22. Fethiye’ye, 23. Çanakkale’ye açılacak spor salonlarımızda özel olarak özel gereksinimli çocular için alan ve zaman ayırıyoruz.

Son olarak özel gereksinimli bireylere ve ailelere ne söylemek istersiniz?

Özel gereksinimli gençlerin spor aracılığı ile daha sağlıklı, mutlu, sosyal ve kaliteli bir yaşam sürmelerinin mümkün olduğuna inanıyorum. Bu gençler Türkiye’nin özel çocukları, çok yönlü çocuklar. Her birinin içinde keşfedilmemiş cevherler yatıyor. Bunları görmek için bir dizi izlemeye gerek yok, bu gençler hayatın içinde. Onlara ihtiyaç duydukları her şeyi sağlamakla yükümlüyüz