YILIN PSİKOLOĞU: İSMAİL BIYIKLI

Yılın psikoloğu ödülü nedir? Kimlere veriliyor?

Crazy Produksiyon Yapım ve Medya tarafından düzenlenen Altın Kalite Ödül Töreninde verilen ödüllerden biri diyebiliriz. Her yıl iki psikoloğa genel bir mesleki gelişim baz alınarak veriliyor. Yılın psikoloğu ödülünü almak için en önemli kriter “Psikoloji” lisansına sahip olmanız. Tabii psikoloji lisansına sahip olmak ödül almak için yeterli olmuyor. Birçok eğitimi tamamlamanız ve mesleki etik kurallara önem vermeniz gerekiyor. Bir de daha önce ele alınmamış önemli projelerinizin olması gerekiyor.

Siz ödülünüzü hangi projeniz ile aldınız?

Bu aslında 4 aylık uzun soluklu bir çalışmaydı. 6-7-8 yaş gruplarında, her grupta 10’ar çocuktan oluşan sosyal gelişim yönünden güçlük çeken bazı çocuklar belirledik.  Toplamda 3 grubumuz ve 30 tane öğrencimiz vardı. Oluşturduğumuz sınıflarda tipik gelişim gösteren ve göstermeyen çocukları dengelemeye çalıştık. Çalışılmayan 3’er grubu ise kontrol grubu olarak belirledik. 4 ay süren sosyal beceri çalışmalarımızın sonucunda tipik gelişim gösteren çocuklarda puan artışı olurken, tipik gelişim göstermeyen çocuklarda çok daha fazla bir sosyal gelişim puanı saptandı. Çalışılmayan grupta bir fark olmadı. Bu çalışmanın sonucunda aslında farklı yönleri olan bir çok çocuğun bulunduğu grupta hem çocuklar birbirlerine bir şeyler kattı hem de sosyal gelişim yaşlarında belirgin bir yükseliş gözlemledik.

Bu projenin amacı ve kapsamı neydi?

Bu projenin en büyük amacı gelişimsel açıdan farklılık gösteren çocukların birbirlerine bir şeyler katabildiklerini göstermekti. İkinci amacı ise sosyal beceri çalışmalarının, çocukların sosyalleşme boyutlarına neler kattığını görmekti. Çalıştığımız 30 çocukla hala iletişim halindeyiz. Çalışmalarımızın olumlu sonuçları olduğunu size söyleyebilirim.

Genç yaşta böyle bir ödül almak sizlere neler hissettirdi?

Yaptığım şeyin aslında bir ödül getireceğini düşünmemiştim. Telefon geldiğinde çok gurur duydum kendimle, çok da mutlu oldum. Sonrasında bir konuda farkındalık kazandırmalıyım diye düşündüm yaptığım çalışmayla ilgili.  Sanırım özel eğitim de es geçilen en büyük konulardan biri sosyal beceriler. Sosyal beceriler adına bir farkındalık kazandırdığım için çok mutluyum. Ödülden sonra projemle ilgili bir sürü geri dönüş aldım. Ödülden daha çok mutlu eden bir şey varsa o da aldığım geri dönüşler oldu diyebilirim.

Bir çocukla çalıştığınızda onun hayatında doğru yollar açmanız için annesinin, babasının hayatını değiştirmeye başlıyorsunuz.

Psikolog olarak özellikle çocuklara yönelik çalışmalar yapmak sizin için neden önemli?

Bir yetişkin ile çalıştığınızda sadece onun hayatında farklılıklar yaratabiliyorsunuz, onun hayatına dokunabiliyorsunuz. Elbette bu da çok keyif verici bir durum. Yetişkinlerle çok büyük şeyler başaran birçok meslektaşım var hepsiyle ayrı ayrı gurur duyuyorum. Fakat çocuk söz konusu olduğunda herkese dokunuyorsunuz. Bir çocukla çalıştığınızda onun hayatında doğru yollar açmanız için annesinin, babasının hayatını değiştirmeye başlıyorsunuz. Bununla yetinemiyorsunuz bazen anneannesine bazen teyzesine sıçrıyor dokunuşlarınız, bazen öğretmeninde de bir farklılık yaratıyorsunuz ve o bütün sınıfa yansıyor. Bunun yanı sıra hep söylediğim bir cümle vardır “Sağlıklı yetişkinler için önce sağlıklı çocuklar yaratmalıyız”. Siz çocukken bir sorunu çözemediğinizde, o durum yetişkinlikte çözülmesi daha zor problemlere yol açıyor. Buradan tüm ailelere seslenmiş olayım. Çocuklarınızın hayatında mutlaka bir ruh sağlığı uzmanı bulundurmaya çalışın. Büyüdüklerinde size çok teşekkür edeceklerine eminim.

Ödül kazanan projeniz hayata geçecek mi?

Ödül kazanan projemi aslında 3 yıldır Algı Özel Eğitim Kurumları’nda bireysel seanslarım içinde uygulamaktayım. Bunu kurumumuzda bir grup sosyal beceri çalışmasına çevirmeye çok sıcak bakıyoruz. En kısa zamanda herkesin erişebileceği bir seviye haline getirmek en büyük planlarım arasında yer alıyor. Şu an için bir müfredat oluşturma aşamasındayız diyebiliriz.

Bir psikolog üniversiteden mezun olduktan sonra mesleki gelişimine neden devam etmeli?

Her şeyden önce psikoloji, bir bilimdir. Hangi bilim dalına ait bir meslekte olursanız olun, kendinizi geliştirmeye devam etmek zorundasınız. Her şeyi bilmek mümkün olmayabilir. Bunun yanında hepimizin farklı özellikleri, farklı olaylara verdiğimiz farklı duyguları var. Hepimizin farklı yaşları var, hepimizin farklı gelişimi var. Her şeye hakim olmak zorundasınız. Söylediğiniz her kelime, karşı tarafta zarar veren bir tetiklemeye yol açabilir.

Bunu yanı sıra günden güne farklı durumlar oluşabiliyor. Örneğin bundan 3 yıl öncesinde korona diye bir şeyin farkında değildik. Pandemi süreci diye bir durum girdi hayatımıza. Bu psikologlarında hakim olduğu bir süreç değildi. Bunun gibi birçok farklı durum gelişebiliyor. Her farklılığa hakim olmanız gerekiyor. Kendinizi bir şekilde güncel tutmanız gerekiyor. Bunlarda mesleki gelişimin sürekli devamlılığı ile olabilir.

Siz otizmli çocuklarla ile de yoğun çalışan bir psikologsunuz. “Normal” ve farklı gelişen çocuk sizin için ne ifade ediyor?

Ben normal ve farklı gelişen diye bakmıyorum çocuklarımın hiçbirine. Her çocuk farklı gelişiyor, farklı düşünüyor, farklı tepkiler veriyor. Tanımlara odaklanmak yerine çocuklarımızın farklı yönleriyle onun hayatına neler katabiliriz diye bakıyorum. Burada sadece normal kelimesine karşılık bunu söylemek istedim. Elbette gelişimsel açıdan bazı alanlarında gerileme durumu görebiliyoruz. Bu durumda da çocuklarımızın tek tedavisi olan özel eğitimi hayatına katıyoruz.  Aslında benim için bir şey ifade etmiyor söylediğiniz kelimeler. Benim için çocuğun hayatına pozitif anlamda ne katarız ona bakıyorum.

Son olarak ödül ile ilgili duygularınızı alabilir miyim?

Ben çok şanslıyım. Türkiye’de sadece insanların yüzde 42’sinini sevdiği işi yaptığı söyleniyor. 42’nin içinde olmak çok mutluluk verici.  Bu mutluluğun en büyük kaynağı annem ve babamdır. Hep sevdiğim işi bulmam için çaba harcadılar. Bunun yanında hayatıma dokunan herkesin bu ödülde çok büyük payı vardı. Arkadaşlarımın, hayatıma dokunan ailelerin, çocukların, iş arkadaşlarımın, ev arkadaşımın aslında hepsinin bu ödülde çok büyük payı var. Duygum nedir diye soruyorsunuz. En büyük duygum “Sevgi”. Hayatıma giren herkese teşekkür ederim. Katkı sağlayan, nasılsın diye soran herkese de çok teşekkür ederim.

Son olarak bir mesaj vererek bitirmek istiyorum sözlerimi. Lütfen çocuklarınızın sevdiği işi bulmasına yardımcı olun. Bırakın mutlu yaşasınlar. Hayat sevince çok daha güzel oluyor. İşini sevdiğinde her şeyi çok daha kolay sevmeye başlayacaklar.