MOĞOLİSTAN OTİZM KONUSUNDA TÜRKİYE’DEN EĞİTİM DESTEĞİ ALIYOR

Moğolistan’da bulunan Asah Derel Bayasal Vakfı’na eğitim danışmanlığı veren Algı Özel Eğitim ile ABA Program Koordinatörü, Kurul Onaylı Davranış Analisti (BCBA) Başak Topçuoğlu deneyimleri ve gözlemlerini aktardı.

Neden Moğolistan?

Ocak ayı başında otizmli çocuğu olan Moğol bir anne çalıştığım kuruma ulaşarak işbirliği kurmak istediğini dile getirdi. Bunun üzerine arka arkaya gerçekleştirdiğimiz bir dizi görüşme ile iş birliğimizin hatlarını belirledik ve hızla çalışmalara başladık.

Süreç nasıl ilerledi?

Önce bir hafta süreyle online eğitimler gerçekleştirdik. Her gün sabah 9:00 akşam 18:00 saatleri arasında yoğun şekilde teorik düzeyde Uygulamalı Davranış Analizi hakkında eğitimler verdik oradaki kurumda çalışacak olan pratisyenlere. Şubat ayı itibariyle fiziki serüvenimiz başladı. Bir hafta boyunca pratik düzeyde Uygulamalı Davranış Analizi üzerine çalışmalar yürüttük. Bu eğitim sürecinin bence en büyük özelliği VB-MAPP (Sözel Davranış Aşamaları Değerlendirme ve Yerleştirme Programı) aracını baz alarak eğitimcilere kendi müfredatlarını geliştirmeyi öğretmiş olmamızdı.

Asah Gerel Bayasal (AGB) yeni kurulmakta olan bir kurum olduğu için ardından gelen günlerde hızla fiziki koşullarını özel gereksinimli öğrencilere hazır hale getirmenin telaşına düştük. Kurum sahibi Oyunchimeg Hanım’a bir materyal envanterini oraya gitmeden evvel iletmiştik. Onlar da bu materyallerin teminini sağlamış ve ek olarak pek çok detayı düşünmüşlerdi. Ancak erken müdahale birimi dediğimizde minik insanlara uygun gerekli güvenlik önemlerinin de alınması önem kazanıyor.

Oradaki 2. haftamızda öğrenci değerlendirmelerine başladık. Her ne kadar başlangıçta dil bariyeri ile karşılaşmış olsak da koordinatör görevine hazırladığımız öğretmenimiz üstün bir performans gösterip üçüncü değerlendirmeden sonra etkin bir şekilde öğrencilerle etkileşime girmeyi başardı. Ardından raporlamalar, her bir öğrenci için ayrı ayrı ‘Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları’ geliştirme, materyal hazırlığı, mizansenlerle örnek seans uygulamalarını tamamlayıp öğrenci alımına başladık.

Müfredat oluşturma süreci nasıl ilerledi?

Türkiye’de çalıştığım kurumda yıllar içerisinde oluşan müfredatımızdan bazı örneklemleri oradaki uzmanlara tanıtarak aktardık. VB-MAPP’te geçen 170 dönüm noktası beceriye yönelik programları terapistlerimiz Moğolca olarak yazdı.

Ardından çevirmen ile Moğolca programları denetimleyerek onayladık. Buradaki amaç terapistlere hap bilgiler verip yalnız bırakmaktan ziyade balık tutmayı öğretmekti. Bu sayede işbirliği süresince ve sonrasında bağımsız yürütebilecekleri işleyen bir sistem yaratmış olduk.

Şubat sonunda Türkiye’ye dönmeden evvel ise AGB ekibine ABLLS değerlendirme aracından yola çıkarak nasıl program yazabileceklerinin de kazanımını sağlayıp bir sonraki yüz yüze süpervizyon sürecine kadar görevlendirmeler yaparak oradan ayrıldık.

Bundan sonraki süreç nasıl ilerleyecek?

Moğolistan ile işbirliğimiz bir yıl boyunca 2 ayda 1 fiziki, bir haftalık ziyaretler ve fiziki ziyaretlerin olmadığı aylarda ise online danışmanlık ile devam edecek.

Moğolistan’da otizme dair ilk gözünüze çarpan ne oldu?

Açıkçası ilgimi çeken bir iki önemli husus var. Bunlardan birincisi bilgi dezenformasyonu çok fazla. Moğollar aktif olarak Facebook sosyal medya mecrasını kullanıyorlar yoğunlukla. Buradaki grup mesajlaşmalarında tedavi tavsiye edenler, ilaç önerenler kısacası karşısındakinin talebi olmadan verilen öğütlerden bahsediyoruz. AGB’ye değerlendirmeye gelen ailelerin büyük bir kısmından Nemechek Protokolü hakkında sorular geldi. Nereden bu bilgiyi edindiniz diye sorduğumda ise parmaklar hep Facebook Messenger gruplarını işaret ediyordu.  Ailelerden, Transcranial Magnetic Stimulation ve Tomatis metodu gibi girişimler de gelen sorular arasındaydı. Bunlara verilebilecek tek cevap ailelerin enerjilerini, maddi ve manevi güçlerini hep bilimsel dayanaklı uygulamalar yönüne çevirmeleridir.

İkinci husus ise yine değerlendirmeye gelen çocukların %90’ının VB-MAPP Level 1’de minimal düzeyinde gelişim göstermesine rağmen tuvalet kullanma alışkanlığını o veya bu şekilde kazanmış olmasıydı. Türkiye’de erken müdahale sürecine başlayan öğrencilerde biz çoğu zaman belli başlı ön koşul beceriler ararken Moğolistan’da bebekler 2 aylıktan itibaren tuvalete veya lazımlığa tutulmaktaymış. Elimination Communication (Boşaltım İletişimi) olarak geçen bu yaklaşım bebeklerin jest ve mimiklerini okuyarak, boşaltım zamanlamalarını takip ederek idrar ve dışkısını belli bir alana yapmaları üzerine ilerleyen bir süreç.

Ailelerin otizme bakış açısı nedir?

VB-MAPP değerlendirmesi sonrasında ailelere Türkçe-Moğolca rapor hazırlayıp bu raporun sunumunu yaptığımız esnada neredeyse tüm ailelerden “çocuğumuzun otizmdeki derecesi ağır mı yani?” sorusuyla karşılaştık. Türkiye’deki ailelerde de bu durumla karşılaştığımız oluyor. Tanılama araçları ile eğitsel tarama araçları sıkça birbirine karışıyor. Ve çoğu zaman aileler tanının vahametine kaptırıyor psikolojisini elde olmayan sebeplerle.

Ancak çocuklarının raporlarındaki gelişimsel eksikliklerin şokuna rağmen bütün aileler daha ilk günden sürece çok çabuk entegre oldular. Hepsi evde sorumluluk almak ve ödevlerle desteklenmek istediklerine dair taleplerini dile getirdiler. Onlardan istediğimiz videoları hızla bizlere ulaştırdılar. Bu beni çok etkileyen bir durumdu. Çünkü özellikle psikolojik açıdan bakıldığında çocuğu özel eğitim sürecine başlayan ailelerin geçtikleri travmatik / depresif süreçte tepkisizlik dönemini Moğol ailelerde gözlemlemedim.

Coğrafi koşulların çocuk gelişimi üzerine etkisi neydi sizce?

Moğolistan’da 6 aya yakın bir süre hava soğukluğu -25 derecelerde gezdiği için çocukların doğa ile etkileşime girmesi mümkün olmuyor. Doğa etkileşimini geçtim çocukların çocuk parkında oynaması bile mümkün değil. Kışın çok çetin geçtiği, insanların kapalı ortamlarda uzun süreler bulunduğu bölgelerde cabin fever olarak bilinen bir fenomen oluşur. Kişiler kapalı ortamda çok uzun süre kalmaktan dolayı sinirlilik, hareketlilik, huzursuzluk gibi semptomlar deneyimlerler.

Sadece yaşam alanı olarak değil kılık kıyafet anlamında da büyük bir kısıt söz konusu. -25 derecede 15 dakikalık bir yolu yürümek için tam teçhizat kayak kıyafetleri ile donanmak gerekiyor. Düşünsenize 4 yaşında katman katman kıyafetlerin altında kaybolmuş bir çocuk. Ve bu durum 6 ay boyunca değişmiyor.

Değerlendirmesini yaptığım Moğol çocuklarda çok yoğun duyusal arayışlar mevcuttu. Özellikle oral, dokunsal ve tatlara ilişkin uyaran arayışının fazlalığı ilgimi çeken noktalardan biri oldu. Propriyoseptif ve vestibüler arayışlar da eşlik ediyordu vakalara. Bahsettiğim kısıtlamaların çocuklardaki bu duyusal dengesizliğe yol açıp açmadığını düşünmeden geçemedim.

Sadece Moğolistan özelinde değil, genel olarak verdiğiniz eğitimlerde en çok merak edilenler neler oluyor?

Verdiğimiz eğitimlerde özel eğitim alanında çalışan pek çok öğretmenin ilk merak ettiği konu “ben öğrencimle nasıl bir yol izleyeceğim” oluyor. Bu konunun bence 3 kritik noktası var; birincisi eğitsel tarama yapmaya yarayan kriter bazlı değerlendirme araçlarına hakim olmak, ikincisi bu araçtan elde edilen sonuca göre bir eğitim planı oluşturmak, üçüncüsü ise tipik gelişimin dönüm noktalarına hakim olmak.

İngilizce yazılmış kriter bazlı pek çok değerlendirme aracı mevcut (VBMAPP, AFLS, ABLLS, Social Skills Savy, HELP, vb.) ancak maalesef bunlardan sadece VB-MAPP telif haklarıyla birlikte Türkçeleştirildi. VB-MAPP, özellikle 170 dönüm noktası beceri, 750 beceri analizi ve destekleyici beceri ile okul öncesi yaş grubunda kullanılabilecek çok etkili bir kaynak.

VB-MAPP değerlendirmesinden yola çıkarak bir müfredat kütüphanesi oluşturmak mümkün. Bunun için yapılması gereken öğretilmesi hedeflenen anahtar davranış nedir, bu davranışı küçük beceri basamaklarına nasıl bölebilirim ve öğretim için nasıl bir teknik kullanmalıyım konularında incelikli birer sayfa formatlar oluşturmak. Öncelikte 170 dönüm noktası beceri için yazılan bu formatlar biraz üstüne eğilerek sonrasında 750 beceriyi de kapsayacak şekilde genişletilebilir.

Beceri basamaklarını tamamlayarak anlamlı bir hedefe doğru ilerlendiğinin uygun kayıt tutma yöntemleri ile sağlanması çok büyük önem arz ediyor.