BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ

Yöneticilik görevlerinden önce uzun yıllar öğretmenlik mesleğini sürdüren Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürü Sevgi YÜCEL: “25 yıllık meslek hayatımda hem öğretmenlik hem yöneticilik görevlerimde birçok özel öğrenci ile tanışma ve hayatlarına dokunma fırsatım oldu. Bu süreçte her özel öğrencinin meslek hayatım boyunca bir iz bıraktığını düşünüyorum,” diyor ve birlikte güçlü olduğumuzu belirtiyor.

Öncelikle biraz sizi tanıyabilir miyiz? İlçe Milli Eğitim Müdürü olmanın ötesinde Sevgi Yücel kimdir?

1972 yılında Bilecik‘te gözlerimi açtım. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi İstanbul Fatih’te tamamladıktan sonra, İnönü Üniversitesi Kimya Bölümünden mezun oldum ve 1997 yılında Mardin’in Nusaybin ilçesi Yazyurdu köyünde ilk öğrencilerimle buluştum. İlkokul yıllarımdan ilk öğrencilerimle buluşana dek, eğitim ve öğretim her zaman hayatımın vazgeçilmez unsurları oldu. Meslek hayatıma devam ederken yönetim alanında da çalışmalar yapmaya başladım. 2000 yılından itibaren İstanbul İli Fatih İlçesinde çeşitli okullarda öğretmenlik ve idarecilik yaptım. 2013 – 2016 yılları arasında İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü AR-GE biriminde Yerel Projeler Koordinatörlüğü, 2016 – 2017 yılları arasında İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü Strateji Geliştirme Biriminde Şube Müdürü olarak görev yaptım. Bu süreçte Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bölümünde yüksek lisans eğitimimi tamamladım. İstanbul Fatih Cevrikalfa İlkokulu’nda okul yöneticiliği görevimden sonra Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak görevime devam etmekteyim.

1997 yılında Mardin’in Nusaybin İlçesi Yazyurdu köyünde öğretmenliğe başlamışsınız. Mesleğe köy öğretmeni olarak başlamanız size neler kattı?

Köy öğretmeni olduğum gün, Malatya’dan Nusaybin’e olan yolculuğumda hem öğrencilere kavuşacak olmanın verdiği heyecan hem de daha önce bilmediğim bir yere gidecek olmanın verdiği merakla güzel duygular içerisindeydim. İlk öğrencilerim ile yaşadığım deneyimler bana öğretmenlik ve yöneticilik yaşamım boyunca yol gösterici oldu. Ailelerimizden uzaklarda devletimizin bizlere vermiş olduğu görevleri yerine getirirken, Yazyurdu köyü öğrencileri ve velileri bana aynı zamanda büyük bir aile olma hissini yaşattı. Okulların da aynı zamanda büyük bir aile ortamı olduğunu köy öğretmeni olduğumda anladım.

 Öğretmen olmaya nasıl karar vermiştiniz?

Çocuklarımız eğitim hayatına başladığında onu karşılayan ilk kişi ilkokul sınıf öğretmenidir. Beni de ilkokul sınıf öğretmenim Günay Özdemir sınıfında karşıladı. Onun bizleri kucaklayışı, bizlere yeni bir şeyler öğretmenin çabası ve mutluluğu; zihnimde “İleride ben de öğretmen olacağım” cümlesi ile şekillenmeye başladı. Eğitim hayatım boyunca bu düşüncemden asla vazgeçmedim. İlk öğrencilerimle karşılaştığımda ve onların gözlerindeki ışıltıyı gördüğümde; küçük yaşlarda doğru karar verdiğimi bir kez daha anlamış oldum.

 Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürü görevinizden önce çeşitli okullarda öğretmenlik ve idarecilik de yaptığınızı biliyoruz. Öğretmenlik yaşamınızda yolunuz özel gereksinimli bireyler ile kesişti mi hiç?  Kesişti ise sizde nasıl izler bıraktı?

25 yıllık meslek hayatımda hem öğretmenlik hem yöneticilik görevlerimde birçok özel öğrenci ile tanışma ve hayatlarına dokunma fırsatım oldu. Bu süreçte her özel öğrencinin meslek hayatım boyunca bir iz bıraktığını düşünüyorum. Yöneticilik görevlerimi ifa ederken, özel öğrencilerimin sayesinde konulara empati ile yaklaşma imkânı buluyorum. Yetersizliği olan öğrencilerimize uygun hazırlanmış bir “Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı” ile çok yol kat edileceğini özel öğrencilerimin gelişim sürecinde tanık oldum. Engelli bireyler toplumumuzun bir parçasıdır. Bizlerin birlikte güçlü olduğunu düşünüyorum.

Sizi ziyaret ettiğimizde Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde istihdam edilen zihinsel farklı gelişen gençler ile karşılaştık. Onların bu göreve nasıl geldiğinden biraz bahseder misiniz?

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu gereğince kurumlarda personelin en az %3’ünü yetersizliği olan bireyler oluşturmaktadır. Devlet tarafından belirlenen şartları taşıyan veya yerine getiren, Bakanlıklarımız tarafından atamaları ve görev yerleri belirlenerek çalışma hayatına başlayan arkadaşlarımız ile uzun süredir birlikte güzel işler başarıyoruz. Müdürlüğümüzdeki bu arkadaşlarımıza; bölümlerimizdeki görev yapan arkadaşlarımızın desteği ile uyumlu bir çalışma ortamı gerçekleştiriliyor.

Özel gereksinimli bireylerin hem eğitimde hem de istihdamda hayatın içinde yer alması sizin için kişisel olarak da çok önemli izlenimi edindik, öyle mi?

Meslek hayatım boyunca yetersizliği olan birçok özel öğrenci ile çalıştım. Edindiğim tecrübeler neticesinde özel bireylerin eğitim sistemine erken dahil olmaları, hayatlarını bireysel olarak idame edebilmeleri açısından önemli olduğunu gözlemlemekteyim. Bu kapsamda da ülkemizde özel bireylerin erken yaşta tanılanmasının, öğrencinin yetersizliğine göre Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı’nın oluşturularak, eğitim sistemimize dahil edilmesinin pozitif sonuçlarını hep birlikte görmekteyiz. Cumhurbaşkanlığımız himayelerinde açıklanan “2030 Engelsiz Vizyon” belgesi çerçevesinde de sosyal hayata katılımları ve istihdamları da gün geçtikte artarak devam edecektir.

Uzun yıllardır hem öğretmen hem de idareci olarak görevdesiniz. Sizce otizm yıllar içinde arttı mı? Yoksa otizmli çocuklar tanı aldığı, sisteme kaydedildiği için mi bu oran daha yüksek gözüküyor?

Nüfus artışına paralel olarak “Otizm” tanılı öğrencilerimizin de sayılarında artış olduğunu bilmekteyiz. Esasında buradaki artışı öncelikli olarak tanılama oranının artması ve toplumda ailelerin utanıp saklamayı tercih etme yerine farklılıklarını kabul ederek erken müdahale edilmesini, eğitim aracılığıyla ve kendi başına ihtiyaçlarını büyük oranda gidermesi yönünde çalışmalar yapılması olarak tanımlayabiliriz. “Otizm” tanılı öğrencilerimiz, hem çok erken yaşta ve hızlı tanılama, hem de Bakanlığımızın eğitim politikaları çerçevesinde hızlı bir şekilde eğitim sistemine dahil olmaktadırlar. Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak sadece öğrencilerimizle değil, velilerimizle de “Otizm” konusunda bilgilendirici çalışmalar gerçekleştirmekteyiz.

 Şişli’de özel gereksinimli çocuklar için bir anaokulu olduğunu duyduk. Biraz bu okulun kaç yaş grubu öğrencilere yönelik olduğundan nasıl çalıştığından bahseder misiniz?

İstanbul’da ilk olarak Şişli ilçesi Mecidiye Şehit Fahrettin Yavuz İlkokulu’nda Erken Çocukluk Özel Eğitim Sınıfı açıldı. 0-3 yaş arası özel öğrencilerimizin eğitim gördüğü bu sınıfları çoğaltarak yolumuza devam ediyoruz. Bu sınıfımıza sadece Şişli ilçesi değil, çevre ilçelerden de öğrencilerimiz geliyor. Öğrencilerimiz bu sınıflarda eğitim görürken velilerimize de süreç hakkında eğitimler gerçekleştirerek yalnız olmadıklarını dile getiriyoruz. Amacımız her öğrencimizin eğitim hayatına devam edebilmesi için uygun ortamların sağlanmasıdır.

 Eğitimde kapsayıcılık ve kaynaştırma öğrencilerinin sınıf içinde yaşadığı sorunların aşılması için aileler nasıl bir yol izlemeli? Çocukları sorun yaşadıklarında ailelerin ilk başvurmaları gereken mercii hangisidir? Çözüm odaklı ilerlemek için neler yapılmalı?

Bakanlığımız tarafından 2022-2026 Kaynaştırma/Bütünleştirme Yoluyla Eğitim Uygulamaları Ulusal Eylem Planı çerçevesinde ve Bütünleştirici Eğitimi Güçlendirme Projesi (BEGEP) kapsamında öğretmenlerimize, yöneticilerimize ve velilerimize birçok eğitimler gerçekleştirildi ve gerçekleştirilmeye devam ediyor. “Eğitimde Kapsayıcılık” unsuru günümüzde daha çok önem kazanıyor. Özel öğrencilerin ayrıştırılarak farklı okullarda eğitim hayatlarını devam ettirmeleri yerine “Kaynaştırma/Bütünleştirme” yoluyla akranlarıyla birlikte eğitim görmeleri, hem özel öğrencilerin hem de tipik gelişim gösteren öğrencilerin eğitim-öğretim hayatlarında pozitif etkiye sahip olduğunu, yapılan bilimsel çalışmalarla ortaya koyulduğunu biliyoruz. İletişim konusunun önemi, gerçekleştirilen eğitimlerde de vurgulanmaktadır. Özel öğrencilerimiz veya tipik gelişim gösteren öğrencilerimiz fark etmeksizin “Veli-Öğretmen-İdari Yönetim” iş birliğinin güçlü olmasının, sınıf içi sorunları da en aza indirgeyeceğini düşünüyorum. Yaşanması muhtemel herhangi bir sorunda da güçlü bir “Veli-Öğretmen-İdari Yönetim” iş birliği ile çözülebileceğine inanıyorum.

Son olarak buradan özel gereksinimli birey ailelerine ne söylemek istersiniz?

Özel gereksinimi olan öğrencilerimizin aileleri birçok zor zorlukla karşı karşıya geliyorlar. Geçmiş yıllarda toplumdaki algı, öğrencinin özel durumunu kabullenme ve eğitim sürecinde nasıl bir yol izleneceği konusunda endişesi olan ailelerimiz artık öğrencilerimizin hızlı tanılama, eğitim sistemine hızlı entegre olması ve toplumdaki algının pozitif yönde değişmesi sayesinde kabullenme sürecini çok daha hızlı atlatıyorlar. Özel eğitim için tanılanmış öğrencilerimizin ailelerine öncelikle yalnız olmadıklarını söylemek istiyorum. Ailelerin tanılama sürecinden itibaren nelerle ve hangi zorlukla karşılaşacağı konusunda bilgilenmek ve benzer durumdaki aileler ile bir arada olmak için Bakanlığımız ve Müdürlüklerimiz tarafından yapılan çalışmalara katılmalarını ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte iş birlikleri yapmalarını önemli buluyorum. Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak Bakanlığımız eğitim politikaları çerçevesinde; özel öğrencilerimizin eğitim hayatları ve sonrasında istihdam edilmeleri konusunda, okullarımız ile birlikte iş birliği içerisinde çalışmaktayız.  Ailelerimizin, öğrencilerimiz için erken dönemde eğitim almasını sağlamalarını, öğrencilerimizin okulları ile olan iletişim bağlarını güçlendirmelerini, Bakanlığımız ve İlçemiz resmi bilgilendirme kanallarını takip etmelerini, okullarımız ve ilçemiz tarafından yapılan veli eğitimlerimize katılmalarını tavsiye ediyorum.