SOSYAL BECERİLER VE ZİHİN KURAMI

 

Zihin kuramı, algı, istek, inanış gibi zihinsel durumlara bağlı olarak, başkalarının duygu ve düşüncelerini anlayabilmeyi ve buna göre davranışları düzenleyebilmeyi ifade ediyor. Nöro-gelişimsel farklılıkları olan bireyler ise duygu ve düşünceler arasındaki bağı kurmakta zorluk çekebiliyorlar. Zihin kuramını Doç. Dr. Alev GİRLİ ile konuştuk.

 

En kolay anlaşılabilecek haliyle ‘Zihin Kuramı’ nedir?

Sosyal etkileşim sürecinde çok önemli bir rolü olduğu bilinen zihin kuramı, en basit anlamıyla diğer kişinin duygularını ve düşüncelerini anlayabilme becerisidir. Zihin kuramı becerisi, sosyal bir ortamda etkileşimde bulunduğumuz kişinin kendimizinkinden farklı bir zihne sahip olduğunu fark edebilme, neyi ne kadar bildiğini, bu durumda neler düşünebileceğini ve olası hareketlerinin neler olabileceğini tahmin edebilme olarak özetlenebilir. Ayrıca, bu süreçte, imaları, şakaları, duyguları, jest ve mimikleri yorumlayabilme ve kullanabilmedir. Karşımızdaki kişinin sosyal bir ortamda ne söylediğini anlamlandırırken, söylerken kullandığı ses tonu, vurgu, beden dili, yüz ifadesi gibi sözel olmayan ipuçlarını da dikkate alır, böylece söylediği ifade ile bize nasıl bir mesaj verdiğini anlayabilir ve ona göre yanıtımızı veririz. Örneğin, arkadaşımız yeni bir elbise giydiğinde bize fikrimizi sorduğunda ona “güzel olmuş, yakışmış” yanıtını vermiş olabiliriz. Ama bu ifadeyi söylerken vurgumuz, ses tonumuz ve beden dilimizle gerçekten elbiseyi beğendik mi? Yoksa ironi ile pek de yakışmadığını mı söylüyoruz? Ya da beyaz yalan söyleyerek onu kırmamaya mı çalışıyoruz? Bunu anlayabilir. İşte karşımızdaki kişinin davranışının/söylediği şeyin amacını/niyetinin ne olduğu anlamamızı ve bizim davranışımızı/tepkimizi buna göre düzenlememizi sağlayan bu beceriye zihin kuramı diyoruz.

Çocuklarda zihin kuramı ne zaman gelişmeye başlar?

Nörolojik araştırmalar, zihin kuramı gelişiminin ilk belirtilerinin bebeklikten itibaren gelişmeye başladığını gösteriyor. 0- 9 aylar arasında zihin kuramının ilk öncülleri gözlemlenebilmektedir. Örneğin, 3 ya da 4 aylık bebek, annesinin yüzünü diğerlerinin yüzünden ayırt edebilir ve yüz ifadelerindeki farklılıkları görür. Dokuzuncu ayda, ortak dikkat mekanizması gelişir. Duyguları anlamayla ilgili olarak bebekler bile mutlu, üzgün, kızgın ve korkmuş yüz ifadelerini ayırt edebilir. Özellikle, 3-4 yaşlarında zihin kuramı gelişimi hızlanır ve karmaşık hale gelir. Zihin kuramı yanlış inanç/kanıyı anlama ile 4-5 yaşında önemli bir aşamaya geçer ve 6-7 yaşından sonra ise ikinci düzey yanlış inanç dediğimiz “diğerinin ne düşündüğü hakkında düşünebilme ve 8 yaşa doğru ileri düzey zihin kuramı becerileri olan beyaz yalan, ima, yanlış anlama, ikna, ironi gibi becerilerle devam eder. Karmaşık duygular olan suçluluk duymak, düşünceli olmak gibi duyguları, beden dilini, bakışları anlama gibi sözel olmayan ipuçlarını yorumlama gelişir, 13 yaşında gaf kazanılır. Ergenlik ve yetişkinlikte de zihin kuramının gelişmeye devam ettiği düşünülmektedir.

Çocukların başkalarının niyetini anlayabilmesi zihin kuramında neden önemli?

Yalnızca çocukların değil her yaştaki bireyin başkalarının niyetini/düşüncesini duygusunu anlayamaması sosyal hayatta sorunlara, iletişim kazalarına yol açabilir. Örneğin, çocuklar 3 yaşında, bilerek ya da bilmeden yapılan; yani kazara ya da niyetli/amaçlı davranışlar arasındaki farkı anlamaya başlarlar. Şöyle bir örnekle açıklayacak olursak, sınıfta arkadaşına silgisini geri verirken kazara düşüren çocuk ve silgiyi bilerek yere atan çocuk farklı niyetlerle/amaçla hareket etmiş olur. Eğer bu farkı anlayamaz ise, arkadaşının silgiyi vermek yerine bilerek yere attığını düşünebilir ve arkadaşına kızabilir. Okulda “susar mısınız!” diyen öğretmenin aslında seçenek sunmadığını anlayamayan, ayırt edemeyen öğrenci konuşmayı sürdürebilir ve öğretmeni tarafından cezalandırılabilir. Daha sonrasında ise şaka olan, ciddi olarak söylenen, mecazlar, deyimler veya beden dili, sözel olmayan yollar ile ifade edilen düşünceleri anlamak ve uygun tepkiyi verebilmek önemlidir. Liseye, üniversiteye giden bir genç veya çalışan bir yetişkin yapılan espriyi veya bir metaforu anlamazsa bulunduğu sosyal ortamda komik ya da zor duruma düşebilir.

Niyeti anlayabilmek için hangi becerilere sahip olmaları gerekir?

Karşımızdaki kişinin davranışının altında yatan düşünceyi/niyeti tam olarak anlamak için, bilgi ile davranış arasındaki ilişkiyi anlamak, bilgimizin değişmediği ama durumun artık değiştiği bir ortamda kanımızın/inancımızın yanlış olabileceğini anlayabilmek çok önemlidir. Ayrıca, durumların, isteklerin ve düşüncelerin duygularımızı nasıl etkilediğini anlayabilmek de önemlidir. Sözel olmayan mesajları, bakışlar, mimikler, jestleri, konuşmadaki vurgulamayı, tonlamaları dikkate alarak söylenen ya da yapılan davranışı bu bütünlük içinde yorumlayabilmek gerekir. İma, beyaz yalan, ironi ve gafı anlamayı geliştirmek gerekir. Böylece birey sosyal ortamda iletişim kurduğu kişinin sözleri veya davranışlarının arkasındaki niyeti/düşünceyi, duyguyu anlamlandırabilir ve ona uygun bir tepki geliştirebilir. Kısaca, düşünceler, duygular davranışlar arasındaki ilişkileri kurabilmeyi yaşına uygun düzeyde kazanmış olması gerekir.

 

Sosyal beceri nedir? Sosyal becerilerin gelişmesi ve zihin kuramı arasında nasıl bir ilişki var?

Sosyal beceriler birçok sosyal davranıştan oluşan ve bizim içinde bulunduğumuz ortamda bizden bekleneni yapmamızı ve “uyumlu” olmamızı sağlayan beceriler kümesidir. Sosyal davranışlar, zihin kuramı gibi sosyal bilişin bir alanıdır ve zihin kuramı gelişimi ile paralel olarak erken çocukluk, hatta bebeklikten itibaren gelişmeye başladığı söylenebilir. Nörogelişimsel olarak tipik gelişen çocuklarda gözlem yoluyla önce evde, daha sonra içinde bulunduğu diğer sosyal ortamlarda yetişkinleri gözlemleyerek ve onlardan aldığı geri bildirimler ile sosyal davranışlar şekillenir. Sosyal beceriler, sohbet becerileri, kooperatif oyun becerileri, arkadaşlık becerileri, sorun çözme ve başetme becerileri, duygularını tanıma ve düzenleme becerileri gibi temel alanlarda çocuğun yaşına göre yapması gereken sosyal davranışları içerir. Bu becerilerin bilişsel boyutunu oluşturan ise zihin kuramıdır. Birey, bir sosyal davranışta örneğin, pot kırdığında (bu bir davranış), karşısındaki kişi üzüldü (diğerinin duygusu) ama onun amacı karşısındakini kırmak, üzmek değil (bu da niyeti/düşüncesi) bu nedenle özür diledi (sosyal beceri). İşte bu bağlantı, davranışın arkasındaki düşünce ve duygu zihin kuramı oluyor. Sosyal beceriler ise sosyal davranışlarımız.

 

Sosyal becerilerde yetersizlik nasıl anlaşılır?

Sosyal becerileri yetersiz olan bireyler içerisinde bulundukları, yaşadıkları kültürde, hangi yaşta olursa olsun, o yaş için kendisinden beklenen sosyal becerileri göstermezse sosyal anlamda uyumsuz olarak algılanabilir. Örneğin eve gelen misafire hoş geldin demek sosyal bir beceridir, yaşa göre biçimleri değişse bile bunu yapmamak bulunduğu sosyal ortam için uyumsuz olarak algılanmasına, yetersiz olarak algılanmasına neden olabilir. Bazı bireyler, örneğin nörogelişimsel farklılıkları olan çocuklar bu becerileri edinmekte hem gecikme hem de zorluk yaşayabilirler. Bazen de bildiği, edindikleri bu becerileri yeterince kullanamayabilirler. Gözlem, kontrol listeleri ve diğer test dışı değerlendirme yöntemleri, sosyal beceri testleri gibi birçok araç kullanılarak bireyin sosyal beceri düzeyi değerlendirilmektedir.

 

Otizmli bireylerde zihin kuramı becerileri nasıl oluyor?

Öncelikle sadece otizm grubunda olan bireylerde değil, nöro -gelişimsel farklılıkları olan tüm gruplarda çeşitli düzeylerde zihin kuramı becerilerinde gecikmeler veya sorunlar olabilir. Bu gruplar içerisinde üzerinde en çok çalışma yapılmış olan grup otizm grubu. Ayrıca karşılaştırmalı çalışmalarda otizm spektrumu içerinde yer alan çocuklar/bireyler örneğin, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, özgül öğrenme güçlüğü veya zihinsel sınırlılıkları olan bireylere göre daha çok zihin kuramı sorunu yaşıyorlar. Bu grup bildiğiniz gibi çok geniş bir yelpaze, bu nedenle çok sınırlı düzeyde zihin kuramı becerisi öğrenebilecek çocuklar da var; akranları düzeyinde ama daha geç öğrenebilecek çocuklar da var. Bu becerileri öğrenmeleri için diğer alanlarda olduğu gibi en erken yaşlardan itibaren bazı yöntem ve tekniklerin kullanıldığı programlarla bir eğitim sürecinden geçmeleri gerekiyor.

 

Zihin kuramı testlerinden kısaca bahsedebilir misiniz?

Zihin kuramı testleri diyoruz ama hepsi test niteliği taşımayan task/görevler şeklinde yapılan değerlendirmeler de var. Zihin kuramının sosyal–bilişsel boyutu olarak adlandırılan bileşen, başkalarının davranışlarına bakarak altta yatan zihinsel durumların yorumlanması olarak tanımlanıyor ve genellikle “yanlış inanç testleri/görevleri” ile değerlendiriliyor. “Göz testi” sosyal-duygusal bileşeni değerlendiren, geçerlik ve güvenirliği olan bir test. Zihin kuramı öncüllerinden başlayarak yaşa göre, bu iki tip değerlendirme aracı da çoğu zaman bir arada kullanılabiliyor. Ayrıca zihin kuramının bilişsel ve duygusal boyutunu birlikte değerlendirmek amacıyla kullanılan örneğin “gaf testi” gibi testler de var.

 

Dondurma kamyonu testini okumuştum kitabınızda. Bu testi kısaca aktarabilir misiniz? Neden uygulanıyor bu test?

Dondurma Kamyonu testi ikinci düzey yanlış kanı/inanç testlerinden ve aslında bir task olarak adlandırılması daha uygun olanlardan biri. Perner ve Wimmer’a göre bu beceri “inanç hakkındaki inanç” veya “düşünce hakkındaki düşünce” olarak tanımlanabilir. Amacı, kişinin “bir başka kişinin diğerinin yanlış inancını anlayıp anlamadığını” değerlendirmektir. Örneğin, şaka yapmak için aynı ortamdayken bir arkadaşınızın eşyasını bulunduğu yerden alıp sakladınız ama siz bunu yaparken arkadaşınız bunu gördü ancak siz gördüğünü fark etmediniz. Siz onun eşyasının bıraktığı yerde olduğunu düşündüğünü düşüneceksiniz. Bu nedenle arkadaşınızın eşyanın yerine ilişkin düşüncesi hakkında yanlış bir inanca/düşünceye sahipsiniz. İşte bu durum bir kişinin diğerinin düşüncesi hakkındaki düşüncesi oluyor. Bu aşamadaki testleri, 6-7 yaşına gelen tipik gelişen çocuklar geçebiliyor. Ama özellikle otizm grubunda olan çocuklar kendi zihinleri ile başkasının zihni arasındaki ayrımı iyi yapamıyorsa, görme, bilme ve davranış arasındaki ilişkiyi henüz anlamadı ise, birinci düzey yanlış inanç ve sonraki aşama olan ikinci düzeyi anlayamıyor. Birinin diğer kişinin düşüncesi hakkındaki düşüncesini anlayamıyor.

Testlerde belirli alanlarda çocuğun eksikliği tespit edildi diyelim… O zaman ne yapılıyor?

Çocuğun başlangıç düzeyini belirlemek için kullandığımız testlerin sonuçlarından bir program oluşuyor ve çalışmaya başlıyoruz. Uygun öğretim yöntemlerine karar veriyor, belli aralıklarla genellikle 3 ay gibi gelişmeleri değerlendiriyor ve öğrenilen beceriler yerine yeni beceriler seçiyoruz. Burada önemli olan diğer alanlarda olduğu gibi bu hedeflerin öğretiminde de aile ile birlikte çalışmak, bireyin kendi sosyal ortamında bu becerileri kullanması için aileyi yönlendirmek. Ben bu amaçla hem eğitim ekibinde yer alan meslek elemanlarına hem de ailelere yönelik zihin kuramı ve sosyal becerilerin öğretimi amacıyla eğitimler yapıyorum.

 

“Zihin Kuramı ve Sosyal Beceriler” adıyla alan için çok önemli bir eser kaleme aldınız. İlgi duyanlar bu kitaba nereden ulaşabilir?

Kitap internette sadece Aile Gelişim Atölyesi web sayfasından alınabiliyor. Bunun dışında İzmir’de Çağdaş Işık Özel Eğitim ve Mavi Işık Özel Eğitim’den, İstanbul’da Algı Özel Eğitim ve Diyarbakır’da Soulenity Psikoterapi’den alınabiliyor.