Otobüs Bileti Verilmeyen Anne Oğul

İkbal Postacıoğlu 13 Haziran’da otizmli oğlu ile İstanbul’dan Ankara’ya gitmek üzere otobüs bileti alacaktı. Fakat Yunus’un otizmli olduğunu fark eden otobüs şoförü ve muavinin bilet satışına izin vermediğini söyleyen İkbal Hanım yaşadıklarını ÖÇED’e anlattı. 

O gün neler yaşandı kısaca anlatır mısınız? 
İstanbul’a Yunus’un kontrolü için gitmiştim. Oradan öğle saatlerinde dönmek için otogara geldim. Otobüs firmasından biletim hazırlanıyordu. O esnada biri geldi yanımıza. Yunus ile o gün çok yol yapmıştık. Onun huzursuzluğu vardı çocukta. Fakat yine de sakindi. Bir şey yapmıyordu. Sadece bir iki kez elini çırpmıştı. Muavin olduğunu öğrendiğim kişi “bu hep böyle mi yapar?” diye sordu. Yunus için hemen “bu” diye konuşmaya başlamıştı. “Bu otobüste de böyle yapar mı?” diye sordu.
Çok dikkat çekici bir şey yapıyor muydu Yunus o esnada? 
Sadece ellerini çırpıyordu onun dışında hiçbir şey yapmıyordu. Sadece Ben de dedim ki “Otobüste yapmaz. Ama diyelim ki yaptı. Ne yapabiliriz?” Bana cevap olarak “Bu şekilde gidemezsiniz,” dedi. “Neden?” diye sordum. “Yolcular rahatsız olur. İnsanlara zarar verir,” dedi.
Ben önce söylediklerini dikkate almamıştım. Bize takılıyor sandım ama baktım ki ciddi konuşuyor. ” Muavinle şoföre şunu söyledim “Yolcularınız arasında mutlaka bebekli yolcular da oluyordur bebek ağlıyor diye aileleri kabul etmiyor musunuz?” Yunus da bebek gibi en fazla biraz ses çıkarır elini çırpar. Bu yüzden benim oğlumu dışlayıp hakaret etmeye ne hakkınız var?” dedim. Özellikle belirttim Yunus yolculuğu seviyor, araç hareket edince camdan dışarı bakar uyur diye. Yurtdışında yaşadığımızı, uçak yolculuğu yaptığını uçak yolculuğunun daha hassas olduğu halde hiç bir sorun yaşamadığımızı dile getirdiğim halde beni dinlemediler.
Bana “Hayır, biz bunu bu şekilde götüremeyiz. Kalkar şoföre saldırır,” diye yanıt verdi.  Oğlum kesinlikle öyle bir çocuk değil. Orada Yunus yanımızda duruyor bir sürü de insan var. Bizim konuşmamızın üstüne biri daha geldi. O da aracın şoförüymüş. O da konuşmaya dahil oldu.

Şoför ortamı yumuşatmaya çalıştı mı? 
Hayır, tam aksine o da Yunus’un üstüne gelmeye başladı. Hakaretvari bir şekilde konuşmaya başladı. En sonunda onlara dedim ki “Biz gideceğiz, siz de bu bileti vereceksiniz.” Şoför “Hayır,” dedi. O sırada bilet hazırlanıyordu. Hazırlayan adam onların yaptığından utandı ve kıpkırmızı oldu. Hiçbir şey diyemedi. Herkes bize bakıyordu.
En sonunda şoför bilet hazırlayan arkadaşa bağırdı. “Vermiyorsun bilet milet. Ben bunları götürmüyorum!” dedi.
Orada kimse size destek verdi mi? Şoföre tepki gösterdi mi?
Hiç kimse… Kimse müdahale etmedi. Ben oradan dışarı çıktıktan sonra peşimden bir kadın geldi. “Konu neydi? Çok üzüldük sizin halinize…” dedi.
Dedim ki “Burada üzüntünüzü dile getirmenizin bana hiçbir faydası yok. Bu desteği bana içeride verecektiniz. Burada sizin üzgün olduğunuzu onlar bilmiyor. İçeride ‘bu çocuk seyahat edecek ,  Ankara’dan gelmiş oraya dönmek zorunda’ deseydiniz o adam benim üstüme o kadar gelemeyecekti. Bu destek bana içeride lazımdı.”
Bunları söylerken tabii ben bu arada hüngür hüngür ağlıyordum. Oradan İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’ni aradım. Onlara şikâyet ettim. Bu sırada başkaları otogarın içinde karakol olduğunu oraya şikâyet etmemi söylediler. Karakola gittim.
Orada neler oldu?
Üzüldüler. “Biz yardımcı olalım, Ankara’ya sizi gönderelim,” dediler.  Ben de “Ben giderim bir şekilde. O götürmezse bir başkası mutlaka alır bizi. Yüzlerce firma var. Ben onların yaptığının yanlış olduğunu söylemenizi istiyorum ki, bir daha ne bana yapabilsinler ne de bir başkasına…” dedim.
Çünkü bu adamlar bunu yapıyor ve bir şey olmayınca kendilerini haklı sanıyorlar. Bugün bunu bana yapan yarın başka bir çocuğa yapacaktır ve bu böyle devam edecektir.
Bizim o konuşmamızı duyan başka bir otobüs firma yetkilisi “ben götürürüm sizi,” dedi biz hiç talep etmeden.
En azından böyle insanlar da var… 
Evet, üstelik biz onlardan hiçbir şey istememiştik. Benim konuşmama şahit olmuştu sadece. Hatta beni teselli ettiler, su verdiler. “Abla yeter artık üzme kendini. Ağlama,” dediler. “Onlar insan değilmiş, bu çocukların değerini ne bilirler,” dediler. Bindiğimiz otobüsün muavini gelene kadar Yunus ile ilgilendi sırf çocuğumun morali bozuldu diye.
Yaptığınız şikayet ile ilgili bir yanıt geldi mi?
Geldi. Önce peronun numarasını söylemediğim için işlem yapamayacaklarını belirtmişlerdi ama belirttiğim anlaşıldı. Daha sonra da bana bir mesaj geldi. “…firmaya engelli hakları konusunda gerekli uyarı ve bilgilendirmeler yapılmış olup, söz konusunu firma yetkilileri tarafından gerekli ikazlar yapılmıştır,” yazıyordu. Ceza olarak ne aldı bilmiyorum ama buradan tüm ailelere tavsiyem, bu tür olayların peşini bırakmamaları.