ENGELLİLERİN HAYATA KATILIMINDA ERİŞİLEBİLİRLİK VE DOĞRU İLETİŞİM

 

 

 

 

Adem Kuyumcu

Engelliler ve Aileleri ile Doğru İletişim Danışmanı/Eğitmen

Engelsiz, Herkes İçin Erişilebilir Kentler ve Turizm Uygulamaları Danışmanı/Eğitmen

 

Toplumu oluşturan tüm bireyler, ilkokuldan başlayarak engelli hakları konusunda eğitilirse engelsiz bir hayata kavuşmuş oluruz.

 

Bütün insanlar birbirinden farklıdır. Engelli bireylerin toplumsal hayata eşit ve adil katılımı toplumun yarattığı engeller nedeniyle sorun halindedir. Sorunun çözümü için engelli bireyleri eğitmek yetmez, toplumu oluşturan herkesin engelli bireylerle iletişim ve davranış konusunda eğitilmesi gerekmektedir.

Konunun önemi sayısal verilerle daha çok anlaşılabilir. Dünya nüfusunun yüzde 10’u, Türkiye nüfusunun ise yüzde 12.29’u çeşitli sınıflarda engellidir. Oran doğan ve ölen istatistiğine göre de sürekli durumdadır. Bu bağlamda Türkiye nüfusunun 82 milyon olduğunu baz aldığımızda engelli nüfusu 10 milyon 86 bin kişidir.

Engelli bireyden bahsederken mutlaka etkileşimde olan anne, baba, kardeş, eş, çocuk ve büyük ebeveynlerinden de bahsetmek gerekir. Bu durumda birinci etkileşimde olan nüfus oranı 40 milyondan fazladır. Engelli bireyler için yapılan çalışmalar 40 milyon kişiyi yani 25 milyondan fazla seçmeni de ilgilendirmektedir.

Engelli bireylerin eğitim, sağlık, çalışma ve sosyal hayata daha çok katılımları için 1.7.2005 yılında çıkan 5378 sayısı yasa ile engelli bireyler ve dolayısıyla ailelerine çeşitli haklar, muafiyetler ve imkânlar tanınmıştır.

Bunlar arasında sağlık hizmetlerinin devlet tarafından karşılanması, raporunda yazması halinde standart tip tekerlekli manuel ve akülü sandalyelerin sağlanması, eğitim ve rehabilitasyon hizmeti almaları, çalışma hayatında zorunlu istihdam edilmeleri, evde bakımı gereken engelliler için bakıcı kişiye bakım yardımı, engelli bireylere engelli aylığı gibi haklar verilmiştir. Kanun gelişmiş ülkelerdeki hakları aynı şekilde kapsamaktadır. Ancak uygulamada yaşanan sorunlar da yine toplumu oluşturan bireyler tarafından yaratılmaktadır.

HER ŞEYİN BAŞI EĞİTİM

Toplumu oluşturan tüm bireyler, ilkokuldan başlayarak her kademede engellilerin kanunlardan kaynaklı hakları, eşit ve saygın yaşam hakları, bireysel olarak engelleri kaldırma yöntemleri, eğitim, sağlık, sosyal hayat, iş hayatı, spor hayatı ve birlikte yaşam hakkı konularında eğitilirse engelsiz bir hayata kavuşmuş oluruz.

Engellilik; bireyin bedensel veya zihinsel farklılığı nedeniyle toplumun dışında kalması değil, toplumu oluşturan bireylerin yarattığı engeller nedeniyle hayata katılamamasıdır. Engelli birey hayata katılımı çeşitli şekillerde toplumu oluşturanlar tarafından “engellenen” bireydir.

Engelli bireyler durumlarından dolayı farklı ihtiyaçları olan insanlardır ve iletişim sırasında dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu hususlar dışında diğer tüm insanlar gibi saygı görmek, dikkate alınmak isterler.

 

KIRICI OLMAMAK ADINA AYRIMCI DİL KULLANMAYIN

Engelli bireylerle iletişimde ve bahsederken;

– “Ne diyeyim?” kaygısı taşımayınız, “engelli birey” ifadesini kullanınız. Tanımlama ve sınıflandırma doğru hizmet ve  çözüm üretmek içindir. Onun dışında engeline değil kişiliğine odaklanıp ismiyle hitap etmeniz yeterlidir.

Durumunu kabullenebilmiş engelliler sonucu değiştirmediği için kelimelere takılmazlar. Siz ortopedik engelli birey, görme engelli birey, işitme engelli birey, farklı zihinsel gelişim gösteren birey, otizmli birey, Down sendromlu birey, sağır birey, kör birey şeklinde ifade edebilirsiniz.

– Engellilik hastalık değildir. Engelli bireyler de sağlıklı insanlardır. Engellilik konusundan bahsederken engeli olmayan insanları “sağlıklı” insanlar şeklinde ifade etmeyiniz. Engeli olmayanları “tipik insanlar” şeklinde ifade edebilirsiniz. “Engelliler ve tipik insanlar eşit yaşam hakkına sahip olmalı” söylemi doğru ifadedir.

– Sağırlık ve körlük kültürdür. Kendini sağır veya kör olarak ifade eden bireylerle “Sağır değilsin, kör değilsin ya da sakat değilsin, engellisin” şeklinde konuşmalar yapmayınız.

– Kör, sağır, sakat gibi kelimeleri hakaret cümlesi olarak kullanan kişiler yakınları ve saygı duydukları kişiler için bu kelimeleri kullanmaktan utanırlar. Utanılması gereken “Kör müsün?”, “Sağır mısın?” “ Sakat mısın?” gibi kelimeleri hakaret ifadesi olarak kullanmaktır.

– Engelli bireylerle iletişim sırasında diğer insanlara nasıl davranıyorsanız engelli bireye de öyle davranın. “Geçmiş olsun” demeyiniz. Engellilik bir hastalık değildir. Geçmiyor. Bir yaşam şeklidir. Durumları nedeni ile gösterilen aşırı ilgi ya da görmezden gelme, engellileri olumsuz etkiler.

– Engelli bireylerin bulunduğu ortamlarda engelliliğin doğurduğu sorunlardan bahsetmeyiniz. Yapamadıklarından bahsetmek yerine yapabileceği şeyleri önererek onu teşvik ediniz. Sorunları değil umudu, mutluluğu ve başarıyı paylaşınız.

– Engelli bireylerle sohbet ederken, kendi çevrenizde yaşanmış olumsuz örnekler vermeyiniz. Tedavi önerilerinde bulunmayınız. Her insan birbirinden farklıdır ve tedavileri de farklıdır. Sizin öneriniz o kişiye zarar verebilir.

– Engelliler ve ailelerinin hassas olduğu noktalardan biri de devletin engellilere sağladığı maddi imkanlardan her engelli alıyormuş gibi bahsedilmesidir. Maddi destek alabilmek için engelli bireyler ve ailelerinin gelir seviyesine, engellinin durumunun ağırlığına ve başka birinin yardımı ile yaşayabiliyor olması gibi kriterlere bağlıdır. Yaklaşık 10 milyon engellinin sadece yaklaşık 2 milyonu devletten maddi destek alabilmektedir. 8 milyon civarında engelli toplumu oluşturan kesimle aynı ekonomik dağılımdadır. Engelliliği fakirliğin sonucuymuş gibi görmeyiniz.

– Engelli çocuğu olan anne ve babalara; “Vah vah, Allah size kolaylık versin, bu sizin sınavınız” gibi telkinlerde bulunmayınız. Hayat sadece engelli çocuk sahipleri için değil herkes için bir sınavdır. İyi niyetli de olsa telkinler aileleri üzebilmektedir.

– Engelli çocuk sahibi babalar durumu daha zor kabullendikleri için çocuklarından uzaklaşmaktadır. Engelli çocukların büyük bir bölümünün babası yanında değildir. Engelli çocukların olduğu ortamlarda çocuklarınızın babaları ile yaptıkları aktivitelerden bahsetmeniz onları üzebilmektedir.

– Engelli çocuğu olan annelere destek olmanın en iyi yolu bakımını yaptığı birey için “Haftanın belli günlerinde 2-3 saat ben bakarım sen biraz hava al demektir”. Böylece hem bakımı yapan anne nefes alır, hem de bakımı yapılan birey başka biri ile iletişim kuracağı ve aynı ortamda olacağı için mutlu olur.

– Çocuklarımızı farklılıklarla birlikte büyütelim. Okullarda ve parklarda engelli çocuklarla birlikte olan akranları farklılıklarla bir arada yaşamayı öğrenmektedirler. Bu durum çocuğun gelecek tüm hayatına olumlu katkıda bulunacaktır. Çocuklarımızın engelli çocuklarla birlikte oyun oynamalarını, iyi vakit geçirmelerini, birlikte eğitim almalarını sağlamalıyız.

– Engelli bireyin yardıma ihtiyacı olduğuna eminseniz yardım etmeyi teklif etmeliyiz. Öncelikle sadece kendisinin duyabileceği şekilde “Size yardım etmemi ister misiniz?” sorusunu sormalıyız. “Evet” derse, ikinci sorumuz “Peki size nasıl yardım edebileceğimizi bana tarif eder misiniz?” şeklinde olmalıdır. Ondan aldığımız bilgi ve direktifler doğrultusunda da harekete geçmeliyiz. Ona sormadan tekerlekli sandalyeyi kaldırmaya çalışmak, kendisini kaldırmaya çalışmak olumsuz sonuçlar doğurabilir.

– Yaya yollarına ve rampa önüne aracını park edenler yüzünden engelli bireyler trafik yoluna inerek yürüyebilmekte ve bazen de başka bir aracın çarpması sonucu hayatını kaybetmektedir. Aracını yanlış yere park eden araç sürücüleri başka bir insanın hayatına son vereceklerini bilmelidirler. Araçlarını yaya yolu üzerine ve rampa önüne park etmemelidirler.

Toplumu oluşturan herkes bu konuda sorumludur. Başta engelli bireylerin aileleri ve yakınları olmak üzere, engellilik tanılaması yapan doktorlar, sağlık kurulu raporu veren doktorlar, binaları ve kentleri tasarlayan mimarlar, okullarda öğretmenler, diğer öğrencilerin velileri, apartmanlarda görevliler, yöneticiler, komşular, iş yerlerinde iş verenler ve diğer çalışanlar, turizm sektöründe bulunan yiyecek içecek işletmeleri, otel işletmecileri, ulaşım şirketleri, acentelere kadar, herkes engelleri kaldırmak için doğru iletişimi ve davranışı öğrenirse ve doğru bilgilerle hareket ederlerse engeller kalkacak, hep birlikte mutlu bir hayatı paylaşıyor olacağız.